Bana bakıyor. Güzelim, güzel olduğumu biliyorum. Beni etkilemek istediğini, biliyorum. Sanırım ben kimseyi etkilemek istemiyorum. Birlikte uzanıyoruz. Aklımdan onu öpmek geçmiyor. Sadece sarılıp oturmak istiyorum. Korkunç bir an.
Hayatım boyunca beni sevdiği için öpen erkeklerin sayısı, yedi.
bu rakamı o beni öperken uydurdum.
Dİlini ağzıma sokup yedi kere döndürüyor. Böyle saçmalıkları saydığımı bilmemeleri lazım.
Gözlerimi kapadığımda hayatım boyunca bedenime yabancılaştığım tüm erkekler gözümde canlanıyor. Otobüste bacaklarımı elleyen, yürüyen merdivende mememe dokunan, ilkokuldan itibaren her sınıfımda, sesimi çıkardığım, sessiz kaldığım, bağırdığım, bağıramadığım tüm erkekler. Saçlarımı sarı seven, siyah seven, kırmızı seven.
Ben onları düşünürken pantolonunu indiriyor. Bu kısım hep çok komik gelmiştir. Pantolonunu indiren erkekler. Bir erkeğin en güçsüz olduğu an. Böyle bir fıkra bile var. Tecavüze uğramak üzere olan bir rahibe ile ilgili.
Güzel olduğumu biliyorum ve bazen bu kötü hissettiriyor.
Bazen sevdiğim bir erkek beni öptüğünde kalbim kırılıyor.
Ben bunları düşünürken o saçlarımı tutup başımı aşağıya indiriyor. Bunu kaçıncı yapışım hayatımda, bilmiyorum. Makyaj yapmadığıma seviniyorum.
İşin doğrusu sevdiğim kimseyle sevişmeyeceğim. Ve sevişirsem eğer iğrenç gelecek bu bana. Onun dışındaki tüm sekslerimin bir kısmı güzel geçecek, bir kısmında çok sıkılacağım ve bir kısmında muhtemelen ben yoktum.
Sadece aynı yatakta uzanmak istiyorum. Seni öpemem, seninle sevişemem. Bedenim benim değil, henüz. Bedenim bir süredir varlığına inanmaya çabaladığım bir şey. BU BEDEN GERÇEKTEN BENİM ve o olmasaydı, olmazdım.
Evet, elimi kestiğimde acıyan şey ben oluyorum. Ancak fiziksel bir acı, kısa bir süreliğine, beni yeryüzüne yakınlaştıran şey.
Ve o da o kadar kısa sürüyordu ki eskiden, özellikle, gözlerimin gerisine doğru kaydığımı, kafatasımın arkasından süzülerek çıktığımı ve uzaktan kendimi izlediğimi görürdüm. Öyle durumlarda saati ve günü, hangi yılda olduğumuzu, bazen nefes almayı unuttuğum kısa panik ataklar geçirir, bunları kontrol altına almak adına canımı yakardım.
Bir gün bedenimden tamamıyla kopup geri dönememekten ve başka bir ruhun onu ele geçirmesinden
çok korkuyorum.
Kötülükle karşılaştığınızda, onun size bulaştığını hissedersiniz.Yani dudaklarınızı öpen kötü bir adamdan sonra dudaklarınız sonsuza kadar lanetlenmiş gibi- ki bu bazen öyle bilinç dışı gerçekleşir ki
Sevdiğiniz birine yakınlaşana kadar fark etmezsiniz. Sonra ona baktığınızda içinizi derin bir panik kaplar. Nedenini anlayamazsınız ama kendinizi kirli hissettirir sevdikleriniz. Bir taşıyıcı gibi.
Beni yatağa çağırıyor, yanına uzanıyorum.
Çok uzun süredir kimseyi uzanıp öpmedim.
Bazen hayat daha zor olamaz dediğinizde
daha zor olur ve ben bazenleri hiç risk almadığım bir anda, kundağımda bile tecavüze uğramış olabileceğimi düşünüyorum.
Karşılaştığım hiçbir kötülüğün taşıyıcısı değil dudaklarım, yalnız kendi kötülüğümün ve şu an doğrusunu söylemek gerekirse
temiz hissetmeme rağmen her açıdan, sevgili okuyucum, sanırım konu nasıl hissettiğim değil kavramların beynimde yer edinme şekliyle alakalı ki bunu değiştirmek
ancak yaşantıyla mümkün gibi geliyor.
Öpücüklerin kirli hissi. Ben bunları düşünürken o beni öpüyor. İçimden, aferin şimdi kaybettin, diyorum. İşte şimdi gidecek. İşte şimdi gülmeye başlayacak. İşte şimdi dinlemeyecek seni.
İşte şimdi dur dediğinde, kimse durmayacak.
Dur diyorum, neden diyor,
Dur çünkü ben hala kendi bedenine yabancı biriyim. Ve sen beni her öptüğünde bir başkasını öpüyorsun. Ve ben beni öpen her insanda kırılıyorum.
Beni seviyorsan kanıtla ve öpme. Beni bir kere öpme ve sonsuza kadar öp.
Kendi cinselliğine bu kadar yabancılaşmak korkunç. Herhalde.
Bunun dışında kimseyle sarılıp uzanmak istemiyorum. Sarılıp uzanmak sevmediğim biriyle iğrenç hissettiriyor.
Seks sevmediğim biriyle Hacivat ve Karagöz oynatmaya benziyor.
sevdiğim bir insanı öpmek kadar hayatımda korkutan hiçbir şey olduğunu düşünmüyorum. Çünkü o zaman öpücüklerin anlamı değişiyor, bilmediğim bir şekilde.
Bilmediğim bir şekilde iyi hissediyorum. Bu bilmediğim bir şekilde hissettiğim öbür anları hatırlatıyor. Sonra ellerimde paramparça oluyor.
Çünkü iki uç, ortadan birbirine daha yakın oluyor.
Bu sırada o pantolonunu indiriyor, ağzıma veriyor, saçlarımı okşuyor, çok güzelsin, güzelim, güzelim güzelim, çok güzelsin, evet.
Saçlarımı okşa, dokun bana, çok hoşuma gidiyor, lütfen durma, meme uçlarımı öpüyor, ben tavana bakıyorum bu sırada. tavan bana bakıyor. Niye buradasın, diyor tavan. Çok durmayacağım ve bir daha dönmeyeceğim.
Diyorum ona. İçime giriyor. İçime girdiğinden emin değilim. Kafam o kadar iyi.
Kafam o kadar iyi ki içime giriyor.
Kafam bu kadar iyi olmasa hepinize yerleri yalatırdım, diyorum.
Bilmediğim bir şekilde iyi hissediyorum. O beni öpüyor. Mahvoluyorum. Çünkü ben böyle öpemiyorum sevdiklerimi, ve onun sevgisi o an yok oluyor, bence.
Bu çok sağlıksız, diyor arkadaşım.
Neden buradasın, diyor çocuk. Sevişmeyi reddettiğim. "aynı dayıma benziyorsun." diyorum.
evet, dayıma benziyor.
Neden buradasın, diyor çocuk. Sevişmeyi reddettiğim. "sana aşığım" diyorum içimden.
Çok güzelim, evet, sev beni.
yanlış bir fıkra kitabını çok erken yaşta okuduğumu düşünüyorum.